Mesai Saatleri Dışında Yapılacak Denetlemeler

DİŞHEKİMLERİ ODALARININ MESAİ SAATLERİ DIŞINDA YAPACAKLARI DENETLEMELER

Sağlık Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2/a maddesindeki “herkesin hayatını beden, ruhen ve sosyal bakımdan tam iyilik hali içinde sürdürmesini sağlamak için fert ve toplum sağlığını korumak” görevi Bakanlık ve taşra teşkilatına verilmiştir. Bu durumda muayenehaneler ile diğer özel sağlık kurum ve kuruluşlarında yapılacak her türlü denetim görev ve yetkisinin Sağlık Bakanlığına ait olduğunda kuşku bulunmamaktadır. Bu çerçevede, sağlık kuruluşlarında hizmetin sürekliliği dikkate alınarak, denetimlerin mesai saatleri dışında da yapılabilmesi için gerekli teşkilatı kurma görevi de Sağlık Bakanlığına aittir.

 Dişhekimleri odaları da, Türk Dişhekimleri Birliği Kanununun verdiği görevlerinin [1] yerine getirilmesiyle sınırlı olarak denetim yetkisine sahiptir.

Ancak yukarıda belirtilen denetimlerin genel olarak meslek uygulamasının birey ve toplum sağlığına uygun olarak yürütülmesiyle ilgili olduğu ve bu denetimleri yapan kişilerin zor kullanma yetkilerinin olmadığını ayrıca belirtmek isteriz. Özellikle, suç teşkil eden bir eylemin tespiti amacıyla yapılacak noktasal denetimlerde zor kullanma yetkisine sahip kamu otoritesinin yardımının alınması gereklidir.

Bilindiği üzere 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 41. maddesine göre,  “Kişisel çıkar amacı olmasa bile diplomasız olarak diş hekimliği mesleğine ilişkin herhangi bir muayene veya müdahale yapan, diş hekimliği klinik hizmetleri ile ilgili işyeri açan diş hekimliği veya diş protez teknisyenliği ile ilgili ağız veya çene yüz protezleri ile ordodontik tedavi aygıtlarını imal eden veya imal ederek satan kimselerin, meslek icrası durdurulur. İşyerlerinde bulundurdukları diş hekimliği ile ilgili araç ve gereçleri müsadere olunur ve bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu suretle meslek icrası sonucunda Türk Ceza Kanunu itibariyle daha ağır cezayı müstelzim bir fiil işlenmiş olduğu takdirde, o fiile mahsus ceza verilir.” 

Anılan hükmün uygulanmasında İl Sağlık Müdürlüğü ve Oda üyelerinden görevliler tarafından sahte dişçilerin çalıştığından şüphe edilen yerlere baskınlar yapılmakta ve tespit edilenlerle ilgili gerekli işlem yapılmakta idi. 

Anayasa ‘nın “Özel Hayatın Gizliliği” başlıklı 20. maddesinin 3.10.2001 tarih ve 4709 sayılı Kanunla Milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ve kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kağıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hakimin onayına sunulur. Hakim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.” şeklinde değiştirilmesinden sonra işyerlerinde yapılacak aramalar için hakim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yetkili mercii kararı gereklidir.

Bu noktada, yetkili merciin neresi olduğunun tespit edilmesi zorunludur. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 97. maddesine göre “Aramaya karar vermek salâhiyeti hâkimindir. Ancak tehirinde mazarrat umulan hallerde Cumhuriyet Müddeiumumileri ve müddeiumumilerin muavini sıfatiyle emirlerini icraya memur olan zabıta memurları arama yapabilirler.

Hâkim veya Cumhuriyet Müddeiumumisi hazır olmaksızın süknada veya iş görmeğe mahsus mahaller ile kapalı yerlerde aramada bulunabilmek için o mahal ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi bulundurulur.”

Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanununa göre de polis işyeri ve konutlarda yetkili merciin izni olmaksızın önleme araması yapma hakkına sahip değilse de sözü edilen Kanunun 2.6.2007 tarih ve 5681 sayılı Kanun ile değişik Ek 6. maddesine göre;  

“Edinilen bilgi veya alınan ihbar veya şikayet üzerine veya kendiliğinden bir suçla karşılaşan polis, olay yerinde kişilerin ve toplumun sağlığına, vücut bütünlüğüne veya malvarlığına zarar gelmemesi ve suçun delillerinin kaybolmaması ya da bozulmaması için derhal gerekli tedbirleri alır. 

Bir suç işlendiği veya işlenmekte olduğu bilgisini edinen polis, olay yerinin korunması, delillerin tespiti, kaybolmaması ya da bozulmaması için acele tedbirleri aldıktan sonra el koyduğu olayları, yakalanan kişiler ile uygulanan tedbirleri derhal Cumhuriyet savcısına bildirir ve Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda işin aydınlatılması için gerekli soruşturma işlemlerini yapar.”

Bütün bu düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden; mesai saati içi ya da dışında olması fark etmeksizin genel nitelikte denetimleri yapmaya Sağlık Bakanlığı’nın yetkili olduğu; İl Sağlık Müdürlüğü tarafından suç işlendiği bilgisi üzerine yapılacak denetlemelerin güvenlik kuvvetleri ile birlikte yapılmasının yararlı olacağı, bunun sağlanabilmesi için hakim kararı veya acil hallerde ise C.Savcısının emrinin gerekli olduğu, suçun işlenmekte olduğuna ilişkin bilgiyi edinen polisin izin beklemeksizin doğrudan harekete geçerek acele tedbirleri alıp kanıtları toplamasının da Kanuna uygun bulunduğu anlaşılmaktadır.

TDB HUKUK BÜROSU

 [1]Kanunun 3. maddesi, 11. maddenin özellikle (e) ve (l) bentleri