1219 ve 3224 Sayılı Yasalarda Değişiklikler

 
1219 VE 3224 SAYILI YASALARDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER DİŞHEKİMLERİNİ NASIL ETKİLEYECEK?

Türk Dişhekimleri Birliği tarafından yasalaşma süreci yakından izlenen Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 5728 Sayılı Kanun, 08.02.2008 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 

Temel Ceza Yasalarına Uyum Amacıyla Çıkartılan Yasa ile 1219 ve 3224 sayılı yasalarda dişhekimlerini doğrudan ilgilendiren düzenlemeler yapılmıştır. Konuya ilişkin olarak Hukuk Büromuzun değerlendirmesi aşağıdadır. 

TEMEL CEZA YASALARINA UYUM AMACIYLA ÇIKARTILAN YASA İLE 1219 VE 3224 SAYILI YASALARDA YAPILAN, DİŞHEKİMLERİNİ DOĞRUDAN İLGİLENDİREN DÜZENLEMELER

“Söz konusu düzenleme ile yapılmak istenen değişikliklerden, sahte dişhekimlerine verilecek hapis cezasının alt sınırının iki yıla indirilmesine yönelik madde düzenlemesi, Komisyonun karşı çıkmasına rağmen, milletvekilleri tarafından verilen teklif ile değiştirilerek mevcut düzenlemede olduğu gibi üç yıl olarak kalması sağlanmıştır. 

Ancak, söz konusu düzenleme ile yapılan başka pek çok değişiklik, önümüzdeki yıllarda dişhekimliği mesleğinin uygulanmasında ciddi zorluklar yaratma potansiyeli içermektedir.

5728 sayılı Kanunun dişhekimlerini doğrudan ilgilendiren maddelerine yakından baktığımızda aşağıdaki düzenlemeler görülmektedir:

1. Dişhekimliği mesleğini diplomasız olarak icra edenlere verilecek hapis cezasının alt sınırında değişiklik yapılamamış ise de bu kişilerin işyerinde bulundurdukları münhasıran diş hekimliği mesleğini icra etmekte kullanılan araç ve gereçlerin müsaderesine ilişkin hüküm kaldırılarak araç gereçlerin müsaderesi zorlaştırılmış; müsadere hususunda genel hükümlerle yetinilmiştir.

2. Meslekten men edilmiş olan ya da mesleğini icra etme yetkisi bulunmayan diş tabibinin meslek icrası halinde; meslek uygulama sınırının aşılması halinde; ilgili Yasa’da belirtilenler dışında reçete yazılması durumunda; hastadan onam almadan girişimsel işlem başlatılmasında  vb. verilecek idari para cezası miktarları arttırılmıştır.

3. Diş tabiplerinin meslekten bütünüyle yasaklanmalarına ilişkin koşullar yeniden ve kapsamı genişletilerek düzenlenmiştir.

Yasaya göre, diş hekimliği mesleğinin yapılabilmesi için;

a) kasten işlenmiş herhangi bir suçtan dolayı verilmiş hapis cezasının 5 yıl veya daha fazla olmaması,

b) Aşağıda belirtilen suçlardan hapis cezası alınmamış olması gereklidir.

  •  dev­le­tin gü­ven­liğine karşı suç­lar
  • Ana­ya­sal dü­ze­ne ve bu dü­ze­nin işle­yişine karşı suç­lar,
  • (*),(**),(***)
  • zim­met, 
  • ir­tikâp, 
  • rüşvet, 
  • hırsızlık,
  • do­landırıcılık, 
  • sah­te­ci­lik, 
  • gü­ve­ni kö­tü­ye kul­lan­ma, 
  • hi­le­li if­las, 
  • iha­le­ye fe­sat karıştırma, 
  • edi­min ifasına fe­sat karıştırma, 
  • suç­tan kay­nak­la­nan mal­varlığı değer­le­ri­ni ak­la­ma,
  • ka­çakçılık

suç­larından ha­pis ce­zasına mahkûm ol­ma­mak gereklidir.

Bu düzenleme ile dişhekimliği mesleğinin kötü uygulanması ile ilgisiz suçlardan mahkumiyet de mesleki uygulamanın engeli olarak düzenlenmiştir. Sayılan suçlardan mahkumiyet Devlet memuriyeti değil bütünüyle mesleğin icrasına engel olarak kabul edilmiştir. Ciddi sorun yaratacak bir düzenlemedir. Zira örneğin gümrük mevzuatına aykırı bir eylem sebebiyle kaçakçılık fiilinden dolayı hapis cezasına mahkum olan veya meslektaşından ödünç aldığı bir aleti vermediği için güveni kötüye kullanmaktan hapis cezası alan diş hekiminin mesleği elinden alınacaktır!

Düzenleme ayrıca, suçlara bağlanan yaptırımlara ek olarak kişiyi mesleğinden ömür boyu yoksun bırakan sonuç yaratmakla; kişilerin ıslahına yönelik cezalandırmanın benimsenmiş olduğu infaz hukukunun çağdaş mantığına da aykırıdır.  

Kısaca belirtmek gerekirse bir dişhekiminin mesleğini uygulamasını engellemeyi haklı gösterecek sebep, kişinin bu mesleği yerine getiremeyecek olmasıdır. Bunun ötesine geçilerek mesleki uygulama ile hiçbir ilgisi bulunmayan bir takım suçlara ek yaptırım olarak kişinin elinden mesleğinin de alınmasının da düzenlenmesi hukuka temelden aykırıdır.

Bu düzenleme Anayasa’nın 49. maddesi ile bir temel hak ve özgürlük olarak anayasal güvenceye bağlanmış olan çalışma hakkını da ihlal etmektedir.

Düzenleme ayrıca, 9.4.2007 tarih ve 26488 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararıyla onaylanmış olan ve bu niteliğiyle Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca iç hukuk metni olarak kabul edilen Avrupa Sosyal Şartı’na da aykırıdır. Zira anılan Sözleşmeye göre “Akit Taraflar çalışma hakkının etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamak amacıyla; Çalışanların özgürce edindikleri bir işle yaşamlarını sağlama haklarını etkili bir biçimde korumayı taahhüt ederler. (II.Bölüm m.1/2)”

Bütün bunlardan başka mesleğin uygulanmasına engel ve tedavi edilmesi olanağı bulunmayan akıl hastalığının tespiti halinde, Sağlık Ba­kanlığının tek­li­fi ve Sağlık Ba­kanlığı Yük­sek Di­sip­lin Ku­ru­lu ka­rarıyla, dişhekimi ic­rayı sa­nat­tan me­no­lu­nur ve dip­lo­ma­sı ge­ri alınır.

Mevcut düzenlemedeki Âli Divanı Haysiyet uygulamada Türk Dişhekimleri Birliği Yüksek Disiplin Kurulu olarak uygulanmakta iken yeni Yasa’da karar yetkisi Sağlık Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’na verilmiştir. Sağlık Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu, devlet memurlarının memuriyetten çıkartılması hususunda yetkili olmakla birlikte yasa düzenlemesiyle, bütün hekimlerin sağlık sebeplerinden dolayı mesleklerini uygulayamayacaklarına karar veren Kurul haline de gelmiştir. 

4. Dişhekimlerinin protez laboratuvarı açmalarında uymaları gereken kimi kuralların belirtilmiş olduğu Ek Madde 9 yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak maddenin yürürlükten kaldırılmasına ilişkin gerekçe maddenin başka düzenlemelerin tekrarı olduğu şeklindedir. Ayrıca 1219 sayılı Yasa’nın Ek 10. maddesinde ve ilgili yönetmelikte diş protez laboratuvarı açabilecekler arasında diş tabibinin sayılmış olması karşısında bu değişiklikle hukuksal düzenlemelerde önemli bir sonuç ortaya çıkmadığı anlaşılmaktadır. 

5. 3224 sayılı Türk Dişhekimleri Birliği Yasasında yapılan değişikliklerle de;

    1. Oda ve Birlik organlarına seçilme yeterliliğinde bazı suçlardan ceza almamış olma şartı, suç tipleri genişletilerek düzenlenmiştir. Buna göre, eski düzenlemeden farklı olarak devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, kaçakçılık, vergi kaçakçılığı veya haksız mal edinme suçlarından hapis cezasına mahkûm olanlar da oda ve Birlik organlarına seçilemeyecektir.
    2. Seçimle ilgili genel kurullara katılmayanlara oda tarafından para cezası verilmekte iken bu ceza yine Oda Başkanı tarafından verilecek idari para cezasına dönüştürülmüştür.
    3. Yasanın 46. maddesinde değişiklik yapılarak mevcut düzenlemedeki idari para cezasının miktarı arttırılmıştır. Ancak 17. maddenin 4. fıkrası ile 42. maddenin 1. fıkrasındaki eylemler dişhekimi tarafından işlenen ve meslek kuruluşu hukukunu ilgilendiren fiiller olduğundan cezasının da disiplin hukuku içinde verilmesi daha doğrudur. Bu düzenlemelerin uygulanması durumunda aynı eylem meslek kuruluşu tarafından disiplin cezası, mülki amir tarafından da idari para cezasıyla cezalandırılmış olacaktır.

Bu Yasa, Mecliste yeterli tartışma yapılmaksızın çıkartılan; teknik olarak bir çok handikapı içinde barındıran bir metin niteliğindedir. CHP tarafından bazı hükümlerinin anayasaya aykırı olduğu savıyla Anayasa Mahkemesi’ne taşınmıştır. Nitekim 1219 sayılı Yasanın 45. maddesinde 5728 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle ortaya çıkan, dişhekimliği ile ilgisiz suçlar sebebiyle mesleki uygulamanın ömür boyu engellenmesi niteliğindeki yaptırım 1.12.2010 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesi kararıyla tamamen ortadan kaldırılmamış olmakla birlikte “milli savunmaya karşı suçlardan*, devlet sırlarına karşı suçlardan ve casusluk**, kamunun sağlığına karşı suçlar*** " ibareleri iptal edilerek kısmen düzeltilmiş; diğer suçlara ilişkin Anayasa’ya aykırılık iddiası ileri sürülebilmesinin yolu açılmıştır. 

19.12.2011