Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Programı Çalıştayı, 5 Eylül 2025 tarihinde Ankara’da yapıldı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in açış konuşması ile başlayan Parti Programı Çalıştayı’nda, Türkiye’nin gelecek vizyonunu ve bu vizyonu gerçekleştirmeye imkân verecek politika yaklaşımlarını geliştirmek üzere tartışmalar yürütüldü. Sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle, demokratik kitle örgütlerinin katıldığı çalıştayda, katılımcıların uzmanlık alanlarına göre yuvarlak masa çalışmaları 3 ayrı oturumda gerçekleştirildi.

Birliğimiz adına çalıştaya katılan TDB Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri Uğur Mercan ve Meltem Çağın Alkan Yıldırım tarafından yuvarlak masa oturumunda, mesleğimizin ve meslektaşlarımızın sorunları ile çözüm önerileri ele alındı. Ayrıca hem kamuda hem de özelde çalışan meslektaşlarımızın özlük haklarının iyileştirilmesinin ve Sağlık Bakanlığı bünyesinde Ağız ve Diş Sağlığı Genel Müdürlüğü kurulmasının önemine değinildi.

Çalıştayda; TDB Merkez Yönetim Kurulu Üyelerimiz ayrıca aşağıdaki hususlarda değerlendirmelerini paylaştı.

‘Dişhekimliği mesleğinin geleceğinde en büyük sorunlardan birisi çok sayıda açılan dişhekimliği fakülteleri ve fakültelerdeki kontenjanların yüksek olmasıdır. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde 100.000’i aşkın dişhekimi olacağı düşünüldüğünde, istihdam sorunu yaşanması ve dişhekimlerinin emeğinin ucuz iş gücüne dönmesi kaçınılmazdır. Bu nedenle kontenjanların bu sene itibariyle %25 e yakın düşürüldüğü gibi önümüzdeki yıllarda da bunun devamının sağlanması gerekmektedir.

Özellikle bu sene devlet üniversitelerinden %30-40 arası bir kontenjan düşmesi yapılırken, Vakıf üniversitelerinden yapılan kontenjan düşmesi %7-8'lerde kalmıştır. Bundan sonraki yıllarda Vakıf üniversitelerinin kontenjanlarının da devlet üniversitesi kontenjanları oranında düşürülmesi gerekmektedir. Dişhekimliği fakültelerinde eğitim, yetkin dişhekimi yetiştirecek hale gelmelidir.

Ağız ve Diş hastalıkları önlenebilir hastalıklar grubundadır. Özellikle 0-12 yaş aralığında yapılacak koruyucu diş tedavileri ile ileride karşılaşılabilecek kapsamlı diş tedavileri ve protez ihtiyaçları azalacaktır. Koruyucu diş tedavileri kamuda pilot olarak belirlenen illerde aile dişhekimliği ile başlatılmış ancak yeterli olmamıştır.

Ülkemizdeki dişhekimlerinin %58'in serbest çalıştığı düşünüldüğünde 0-12 yaş grubu çocukların koruyucu diş tedavilerinin serbest çalışan hekimler tarafından da yapılması, ülkemizde ağız diş sağlığı problemlerinin azalmasına önemli ölçüde katkı sağlayacaktır. Koruyucu hekimlik için serbest çalışan dişhekimlerinden hizmet satın alınması bu konuda bizi çözüme ulaştıracaktır. Örnek olarak İskandinav ülkelerinde bu hizmet serbest çalışan dişhekimlerinden alınmakta ve sonucunda 12 yaşındaki çocukların %80'inde çürük diş olmadığı görülmektedir.

Bir diğer önemli husus ise geriatrik dişhekimliğidir. Bilindiği gibi dünya bankası verilerine göre 2050 yılına kadar dünya nüfusunda dramatik bir artış (2.2 milyar) beklenmektedir. Bu artış yaşlar ve coğrafik bölgeler arasında homojen olarak dağılmayacaktır.  2024 TÜİK verilerine göre 65 yaş üstü popülasyon Türkiye nüfusunun % 10.1’ni oluşturmaktadır. Dünya bankası verilerine göre popülasyonlarına oranla Dünyada En Hızlı Yaşlanan Bazı Ülkeler; Güney Kore, Vietnam, Çin, Japonya olarak sıralanabilirler. Türkiye’nin yaşlanma hızı ise Güney Kore’ den sonra dünyada ikinci sırada bulunmaktadır. 2050 yılı öngörülerine göre Türkiye' deki 65 yaş üstü nüfusun %23 olması beklenmektedir. Bu artan yaşlı popülasyonun fizyolojik olarak ortaya çıkan çeşitli kronik hastalıklarla baş etmesi gerekmektedir. Bu durum devlet hazinesine sağlık harcamaları olarak yük bindirmektedir.

Sağlıklı yaşlanma için dengeli ve sağlıklı beslenmek oldukça önemlidir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre 65 yaş üstü bireylerin günlük almaları gereken minimum kalori kadınlar için minimum 1800 kcal iken erkeklerde 2200 kcal'dir. Fakat yapılan çalışmalar 65 yaş üstü bireylerin yaklaşık % 50’sinin total dişsiz olduğunu ortaya koymaktadır. İşte bu noktada ağız diş sağlığı ve 65 yaş üstü geriatrik bireylerin kaybolan çiğneme fonksiyonunun tekrar protetik olarak rehabilite edilmesi oldukça önemlidir. 65 yaş üstü bireylerin dengesiz ve yetersiz beslenmesinin önüne geçilerek bireylerin çeşitli kronik hastalıklardan korunması ve bu tedaviler için devletin mali yükünün azaltılması sağlanabilir.’